İsterseniz Unutabilirsiniz

Unutmak ne güzel bir insani deneyimdir. Unutamıyor olsaydık daha büyük bir acıya ihtiyacımız olmazdı. Neyse ki zihnimiz yüzlerin, seslerin, şeylerin önemli bir kısmını unutmaya meyillidir.

Beynimizin seçimine göre bazı şeyleri unuttuğumuzda bunu zihinsel tuzak, bir kontrol yitimi gibi görüyor öfkeleniyoruz.

İstediğimiz şeyleri unutunca oh çekerken, istemediğimiz şeyleri unutmayı bilişsel gerileme olarak algılıyoruz. Ama unutmanın gözden kaçırdığımız faydaları var. Solan anılara yol vermek de bir sorun yok. Her detay tüm parlaklığıyla zihnimizde yer işgal etmese de olur ve bu daha sağlıklı olandır. Gerçek şu ki hiçbir şeyi unutmamaya gayret eden kişilerin ilişkileri daha zorlayıcı olabiliyor. Geride bırakamamak ve toksik anıları tekrar tekrar geri çağırmak bağ kurmanın ve olası güvenin önünde kocaman bir engel.

Ayrıntıları unutmasaydık beynimiz genellemeler yapamazdı. Beyin akılda tutmak ve her algıladığını fişlemek için detaylara, farklılıklara ihtiyaç duyar. Sürekli akılda tutmak için uğraşıyor olsaydık hafızamız farklılıklara odaklandığı için ortaklıklarımızı küçümserdi. Hafızanın en huzurlu hali, tehdit içeren anıları silik hale getirmiş, ortaklıklara, benzerliklere odaklanmış halidir.

Yaratıcı insanlar daha az geçmişe dönen ve anılar arasındaki fobik bağlantıları hatırlamayanlardır. Zihinsel anı bağları gevşek ve huzurludur. Kendilerini tecrit etmiş yalnız insanlar, öfke veya korku dolu hatıralarından cesaret alamadıkları için sosyal hayata kolayca katılmakta zorlanırlar.

Hatırlamak ama nasıl? Unutmak, ama nasıl?

Travma yaşayan kişiler bir an önce acı veren anıları unutmak isterler. Fakat travma sonrası stres bozukluğu demek sosyal izolasyon ve sürekli hatıralarla boğuşmak demektir. Oysa acı anıları silmenin bir yolu da sosyal kaynaklarımızı kullanmaktan geçer. Sosyal meşguliyetle hayatımızı geçmişin elinden alıp, anlamlı yeni anı ağlarıyla hafızamızı şifalandırabiliriz.

İlle de uyumak ve unutmak… Bilirsiniz, çoğumuz bazı şeyleri unutmak için uyumayı bir yol olarak seçeriz. Uyumak acıları değil acının bağlı olduğu anıları teskin edici öneme sahip. Huzurlu uyku, zihni rahatsız edici anlardan adeta buduyor. Sağlıklı bir uyku zihin, beden sağlığı için yenileyici bir etkiye sahip. Yalnız burada şu konuyu belirtelim, uyku bir kaçınma olmamalıdır. Uyku saklanma değil, güç kazanma ve hafıza rahatlatma için benzersiz bir rutindir.

Hafızamızın sağlıklı bir kapasiteyle çalışması, şimdiyi sabote eden acı anılara yapışmadan ama onlardan öğrenerek ve o anılar olmadan da kendimizi koruyabileceğimize inanarak mümkündür. Unutmak savunmasızlık değildir.

Paylaş:

Facebook
X
LinkedIn
Telegram
WhatsApp
Comments