İnsanın Fıtratında Şiddet Var mı?

Konu şiddet olunca meşru cevapların çokluğu kafa karıştırıcı. Biri çıkıp şiddet ihtiyaçtır diyecek olsa, ikna olanların arasında belki anneniz de olur.

20 yıl önce Fransız Biyolog Dr. Karli Montreal’de “Şiddet ve Birlikte Var Olma” başlıklı bir konferansta çok farklı bir çalışmayla öne çıktı. ‘’Şiddet hayvansal yanımızda kökenleri bulunan bir kader midir? Yoksa özgürlüğümüzün bir sonucu mudur?’’ sorularını kapsayan 10 yıllık araştırması konferansa damgasını vurmuştu. Dr. Karli araştırmasının sonucuna göre şiddetin bir insanda doğuştan olmadığını söyledi. Bu araştırma, o yıllarda Montreal’de bir gencin üniversitede 14 kız öğrenciyi öldürdüğü olayın ardından oldukça vurucu bir sonuç içeriyordu.

Şiddet doğuştan değilse nerden çıkıyor da bu dünyanın en büyük derdi şiddet kaynaklı kötülükler oluyor?

Çocuğa, kadına, yaşlıya, hayvana diye kategorize ederken hangisi diğerinden daha az acı olabilir ki… Umarım araştırma doğruluğunu koruyordur zira eğer bu bildiri doğruysa şiddeti önlememiz mümkün görünüyor. İçimizde şiddet, elimizde sopayla doğmuyorsak elbet bunu önlemek için de aklımızı kullanabiliriz. Akıl yeterli, vicdan fazla felsefik…

Kime karşı olursa olsun şiddeti meşru bir mantıkla bezeyenler hep aynı şeyi söylüyor: ‘’Tepki gösterdim, bu şiddet sayılmaz’’. Tepkisizlik mümkün değil ama tepki şiddeti kapsamaz. İnsan olmaya yaklaştıkça şiddetten ayrışırsınız, fakat tepkileriniz hala canlıdır. Tepkisini şiddet davranışlarıyla göstermeye meyyal kişileri buradan döndürmek kolay olmuyor. Tepki göstermenin tek yolu şiddet değil, hiç değilse bunu fark edebilir, anlayabiliriz.

Peki şiddetsiz tepki nasıl olur? Bunu nasıl öğrenebiliriz? Antropolojik olarak şiddeti bilmiyoruz. Şiddeti önlemek, şiddeti ihtiyaç olarak görmemekle mümkündür. Şiddeti doğal seçim olmaktan çıkarmadıkça şiddetle savaşmak kolay olmayacak. Doğal meşrudur. Meşru haktır. Haklar doğaldır. Bu döngüde şiddet doğal değildir, fıtri değildir demek, onu hem psikolojik hem de biyolojik dışsallaştırma gerektirir. İnsan suçla doğmaz. Suç miras kalmaz. Şiddet ve suç doğal değildir, kasıt içerdiğinde adı vahşettir ve fıtratı bozar. 

Şiddet olgusunun primetime saatlerde insan hikayelerine bezenerek servis edilmesine kimse karşı değil. Seyretmeye ve duymaya dayanılamaz sınırsız hikayelerle sarsılıyoruz. Şiddet korkunun, bencilliğin en görünür şeklidir. Şiddet türler arasında insan seçimidir. Diğer türler birbirine şiddet uygulamaz. 

İnsan hakları bakımından, insan yaşamını tehdit ettiğinden ‘’şiddet yaşama hakkı ihlalidir’’. Kasıtlı veya kasıtsız kime, hangi cinse ve türe yapılırsa yapılsın şiddet reflektiftir. Hiçbir zaman baştan sona planlı değildir. Düşünerek, reflektif tüm duyarlılığımızla şiddeti seçenek olmaktan çıkarabiliriz. 

Paylaş:

Facebook
X
LinkedIn
Telegram
WhatsApp
Comments